Birçok dini topluluğun cinsiyet rolleri ve trans bireylerin izlemesi zor olabilecek davranışlarla ilgili katı kuralları vardır. Ancak, bazı topluluklar diğerlerinden daha fazla kabul eder ve destekler. İnanç liderleri genellikle cemaatlerinin transseksüel sorunları daha iyi anlamalarına ve kapsayıcı ortamlar yaratmalarına yardımcı olmak için rehberlik ve kaynaklar sağlar. Trans bireyler, topluluk üyelerinden aldıkları destek sayesinde bu alanlarda kendilerini daha güvende hissedebilirler. Bununla birlikte, dini gelenekleri içinde ayrımcılık ve marjinalleşmeyle de karşı karşıya kalabilirler. Kutsal Kitap Başlangıç 1: 26-28'de şöyle der: "İnsanı kendi suretimizde, kendi suretimizde yaratalım". Bu ayet çeşitli Hıristiyan mezhepleri tarafından çeşitli şekillerde yorumlanır. Örneğin, bazıları bunu Tanrı'nın erkek ve dişi insanları aynı anda yarattığı şekilde yorumlarken, diğerleri Tanrı'nın önce Adem'i ve sonra Havva'yı yarattığına inanır. Bazı mezhepler, transseksüel insanların kim oldukları için kabul edilmesi gerektiğini öğretirken, diğerleri geçişin günahkar olduğunu savunuyor. İsa Mesih'in Son Zaman Azizler Kilisesi (Mormonlar) uzun zamandır geleneksel aile yapılarını destekledi, ancak son zamanlarda transseksüellerin kilisede evlenmesine izin vermek için politikasını değiştirdi. İslam'da, trans bireylerin camilere girmesine izin verilip verilmediği konusunda bir fikir birliği yoktur. Bazı akademisyenler, trans bireylerin camilere giremediğini, çünkü görünüşlerinin alçakgönüllülük standartlarını ihlal ettiğini söylüyor. Diğerleri, transların hoş karşılanması ve saygıyla davranılması gerektiğini savunuyor. Ayrıca, bazı Müslümanlar cinsiyet değiştirme ameliyatını İslam hukukuna göre yasadışı olarak görmektedir. Bu belirsizliğe rağmen, birçok trans Müslüman hala camilere katılıyor ve dini hayata katılıyor. Yahudilik geleneksel olarak üç cinsiyeti tanır: erkek, kadın ve interseks. Yahudi metinleri özellikle transseksüel insanlardan bahsetmez, ancak hahamlar transseksüel Yahudilerin cinsiyetsiz zamirleri kullanabileceğine ve minyan (dua nisabı) olarak sayılabileceğine karar vermiştir. Bununla birlikte, bazı ultra-Ortodoks Yahudiler, trans bireylerin geleneksel cinsiyet rollerine uyacak şekilde isimlerini ve görünümlerini değiştirmeleri gerektiğine inanmaktadır. Transseksüel Yahudiler inançları ve kimlikleri arasında bir çatışma hissedebilir, bu da topluluklarından ayrılmalarına veya topluluklarında kalmalarına neden olabilir. Hinduizm doğrudan transseksüel sorunları ele almaz, ancak cinsiyet çeşitliliğini benimseme ve kendini keşfetme yoluyla manevi büyümeyi teşvik etme eğilimindedir. Birçok Hindu, herkesin hem erkeksi hem de kadınsı niteliklere sahip olduğuna ve hepsini kabul etmesi gerektiğine inanır. Bu felsefe, farklı zamanlarda erkek ve kadın olarak tanımlanan transseksüel kişilerin daha fazla kabul edilmesine izin verir. Transseksüel insanlar dini hizmetlere katılırken benzersiz zorluklarla karşı karşıya. Cinsiyet kimliklerine uyan tuvaletleri bulmakta zorlanabilirler veya cinsiyet ifadelerine uyan kıyafetler giyebilirler. Bazı topluluklar trans üyeleri barındırmak için tek katlı banyolar sağlarken, diğerleri cinsiyetten bağımsız seçenekler sunmamaktadır. Dini liderler, kendilerini transseksüel konular hakkında eğiterek ve ibadet hizmetleri sırasında cinsiyetten bağımsız bir dil kullanarak kapsayıcı ortamlar yaratabilirler.
Dini cemaatler trans üyeler için güvenli alanları nasıl sağlıyor veya kısıtlıyor?
Trans bireyler hem kendi toplumları içinde hem de dışında ayrımcılığa maruz kaldıkları için inanç topluluklarında birçok zorlukla karşılaşıyorlar. Bazı kiliseler onları açık kollarla karşılarken, diğerleri onlara karşı daha az kabul edici ve hatta düşmanca olabilir. Bu, destek ve anlayış arayan translar arasında izolasyon, izolasyon ve karışıklık duygularına yol açabilir.